Berkin'imiz geçtiğimiz yıl bugün hayata gözlerini yummuştu. Ülkemiz yaşayabilmek için ekmek almaya giden milyonlarca Berkin’i olan bir memleket. Ahmet Yıldız’ı, Muammer bebeği Berkin’den ayırabilir misiniz? Çocuk ve işçi. Çocuğu işçi yapan kapitalizm her gün binlerce Berkin alıyor aramızdan.
Çocuk işçiliği, kim tarafından nasıl tanımlandığına bağlı olarak değişen bir olgu. Çocukların çalışma yaşamında yer alması çocuk işçiliği olarak adlandırılıyor. Dolayısıyla bu adlandırmanın açıklığa kavuşturulması için çocukluğun sınırlarının belirlenmesine ihtiyaç duyuluyor.
Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik, 15 yaşını tamamlamış, ancak 18 yaşını tamamlamamış kişiyi genç işçi; 14 yaşını bitirmiş, 15 yaşını doldurmamış ve ilköğretimini tamamlamış kişiyi ise çocuk işçi olarak adlandırıyor.
Çocuk işçiliğini ortaya çıkaran evrensel ölçekteki nedenler arasında ilk olarak yoksullukla karşılaşıyoruz. Ailesi olmayan çocuklar veya temel ihtiyaçlarını gereken düzeyde karşılayamayan ailelerin çocukları çalışma hayatına erken adım atmak zorunda bırakılıyor.
Evrensel ölçekteki bir diğer neden ise işverenlerden gelen taleptir. Çocuğa baktığı zaman düşük ücretle çalıştırılacak bir üretim elemanı gören sermayedarlar, çocuk işçiliğine davetiye çıkarıyor. Haklarını arama konusunda yetişkinler kadar bilinçli olmamaları ve çoğu durumda kayıt dışı çalıştırılmaları, kâr hırsıyla hareket eden patronlar için çocuğu emek sömürüsü fırsatı haline getiren etkenlerden birkaçı.
Sanayileşmemiş toplumlarda kırsal kesimde yaşayan ailelerin kendi çocuklarını tarım işçiliğinde kullanması da evrensel nedenlerden biri sayılabilir.
Ülkemizdeki nedenler, evrensel ölçekteki nedenlerle büyük oranda örtüşüyor. Yoksulluk ve gelir dağılımındaki adaletsizlik, çocukları erken yaşta çalışmaya zorluyor. Anayasal bir hak olan eğitim hakkı tüm yurttaşlara eşit şartlarda ve parasız olarak sağlanmadığı için çoğu aile çocuklarının eğitim masraflarını karşılayamıyor.
Çocuk işçiliğinin her türlüsüne kayıtsız şartsız karşı çıkmalıyız.
O halde yüzleşmemiz gereken sorular var. Çocukların yeri okul arkadaşlarının yanı mı yoksa iş arkadaşlarının yanı mı? Çocuklarımızın öğretmenlerini mi dinlemesini istiyoruz yoksa patronlarını mı?
Cevap vermek zor olmamalı.
Bir zamanlar bir çocuk vardı
Hiç yıkanmak istemeyen
Ve yıkadıkları zaman onu
Yüzünü küllerle kirleten
Kaiser çıkıp geldi
Yukarı, taa yedinci kata
Bir havlu aradı anası
Temizlensin diye kerata
Hiç paçavra yoktu etrafta
Tüm ziyaret gitti güme
Kaiser kalmadı daha fazla
Çocuk ne beklesindi?
Hiç yıkanmak istemeyen
Ve yıkadıkları zaman onu
Yüzünü küllerle kirleten
Kaiser çıkıp geldi
Yukarı, taa yedinci kata
Bir havlu aradı anası
Temizlensin diye kerata
Hiç paçavra yoktu etrafta
Tüm ziyaret gitti güme
Kaiser kalmadı daha fazla
Çocuk ne beklesindi?
Bertolt Brecht
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder