23
Nisan; Ne tuhaftır ki bu günü çocuklara armağan eden zihniyet ve bu zihniyetin
savunucuları geçmişten günümüze kadar
daha doğmamış birçok minik yüreğin bile yaşam ile tanışmalarına izin
vermemiştir. Devletlerin çıkar savaşlarında
bir çok masum çocuk ve insan yaşamlarını kaybetmiştir. Her 23 Nisan da
çocukları -Tabii aileleri ve o ailelerin politik tutumları araştırıldıktan
sonra- meclise götürüp demokrasi (!) ile ve devletin menfaatleri içinde bir
yaşam geçirmesi dilekleri ile genç çocukları kendilerine köle etmeye çalışan
devlet yapısı mı dersiniz yoksa 23 Nisan 1920'de TBMM'nin açılışından itibaren
Mustafa Kemal'in çocuklara armağan etti söylentisini hepimiz biliyoruz. Ama bu
bayram bir çok isim değiştirmiştir ve 7 yıl sonra şimdi ki halini almıştır.
Tabii çocuk bayramı ilan edildikten sonra 1938'de Dersim'de yapılanlar da çocuk
bayramının 11'i yıl dönüm hediyesi olmuştur çocuklara. Hangi devlet çocukları?
İnsanları düşünür? Devlet politikası çıkarlarını bırakıp ne zaman özgürlüğü ve
çocukları düşünür? Dünün çocukları 23 Nisan masalları ile büyüyüp alanlara
indiğinde bu devlet tarafından katledilmedi mi? Bu günün çocukları da yarın
büyüdüklerinde ve meydanlarda haykırdıkların da katledilmeyecekler mi ? Mazlum
Akay, Doğan Teyboğa, Umut Furkan Akçil, Ahmet İmre, Enver Turan, Canan Saldık,
Birem Basan, Oğuzcan Akyürek, İzzettin Boz, Mehmet Nuri, Ceylan Önkol, Uğur
Kaymaz,Berkin Elvan, Faris Demircan ve nicelerini kim öldürdü? Katilleri
yargılanmadı, katilleri gizlendi, aklandı ve hala daha 23 Nisan neşe duyuyor
insan dememizi mi bekliyorlar? Nazım Hikmet RAN'ın. Kız çocuğu şiirinde
söylediği gibi.
"Hiroşima'da
öleli oluyor bir on yıl kadar. Yedi yaşında bir kızım, büyümez ölü
çocuklar." Devletlerin var olduğu her yerde büyüyemeyen çocuklar var var olacaklar. Çocukların büyüyebilmesinin
bir yolu var, çocukların yaşayabilmesinin tek bir yolu var, çocuklar sadece tek
bir şekilde şeker yiyebilir. İçinizde ki devleti öldürün, içinizde ki köleyi
yok edin, kafasını kuma gömen lanet insanlar! Hepimiz öldürüldüğümüz de savaşan
direnen her insan yok edildiğinde sizin çocuklarınız için de gelecek devlet,
sizin içinde gelecek çalmaya gelecek, yok etmeye gelecek. Mazlum'un Doğan'ın,
Umut Furkan'ın Ahmet'in Enver'in Canan'ın Birem'in Oğuzcan'ın İzzettin'in
Mehmet'in Ceylan'ın Uğur'un Berkin'in Faris'in hayatlarını kararttıkları gibi,
çaldıkları gibi onları öldürdükleri gibi sizlere de gelecek.
Artık
dur demek gerekiyor, susmamak gerekiyor. Çocuklar ölüyor, insanlar ölüyor. Nice
güzel, nice yiğit, nice masumlar gitti aramızdan. Devletin çıkarları
doğrultusunda ve patronların emirleri ile. Siz aileler çalıştığınız iş
yerlerinde çocuklarınıza bir gelecek kurmak için çalışıyorsunuz ya ama hiç
sordunuz mu çocuklarınıza? Onlara böyle bir yaşam bırakmak onlara boyun eğmeyi
öğretmek iyi bir şey mi ? Ya baş kaldırırsa çocuklarınız o zaman ne olacak?
Yada bir kaza kurşununda ölürler ise? Eyy vatan sevdalısı aileler,
çocuklarınızdan önemli mi bir toprak ve bir bayrak parçası? Eyy yüreği isyan
dolu yiğitlerin aileleri peki ya siz? Hak verdiniz mi? Omuz verdiniz mi
evlatlarınıza? Peki ya siz kaza kurşunları ile ölenlerin aileleri? Hangi devlet
yaşamdan daha kutsal? 365 günün sadece 1 gününü çocuklara dünyayı veren ama 364
günü hayallerini bile yıkan devlet mi suçlu yoksa o çocukların kurduğu hayaller
mi?
Mistral