19 Nisan 2015 Pazar

23 Nisan - Devlet ve çocuklar

                23 Nisan; Ne tuhaftır ki bu günü çocuklara armağan eden zihniyet ve bu zihniyetin savunucuları  geçmişten günümüze kadar daha doğmamış birçok minik yüreğin bile yaşam ile tanışmalarına izin vermemiştir. Devletlerin çıkar savaşlarında  bir çok masum çocuk ve insan yaşamlarını kaybetmiştir. Her 23 Nisan da çocukları -Tabii aileleri ve o ailelerin politik tutumları araştırıldıktan sonra- meclise götürüp demokrasi (!) ile ve devletin menfaatleri içinde bir yaşam geçirmesi dilekleri ile genç çocukları kendilerine köle etmeye çalışan devlet yapısı mı dersiniz yoksa 23 Nisan 1920'de TBMM'nin açılışından itibaren Mustafa Kemal'in çocuklara armağan etti söylentisini hepimiz biliyoruz. Ama bu bayram bir çok isim değiştirmiştir ve 7 yıl sonra şimdi ki halini almıştır. Tabii çocuk bayramı ilan edildikten sonra 1938'de Dersim'de yapılanlar da çocuk bayramının 11'i yıl dönüm hediyesi olmuştur çocuklara. Hangi devlet çocukları? İnsanları düşünür? Devlet politikası çıkarlarını bırakıp ne zaman özgürlüğü ve çocukları düşünür? Dünün çocukları 23 Nisan masalları ile büyüyüp alanlara indiğinde bu devlet tarafından katledilmedi mi? Bu günün çocukları da yarın büyüdüklerinde ve meydanlarda haykırdıkların da katledilmeyecekler mi ? Mazlum Akay, Doğan Teyboğa, Umut Furkan Akçil, Ahmet İmre, Enver Turan, Canan Saldık, Birem Basan, Oğuzcan Akyürek, İzzettin Boz, Mehmet Nuri, Ceylan Önkol, Uğur Kaymaz,Berkin Elvan, Faris Demircan ve nicelerini kim öldürdü? Katilleri yargılanmadı, katilleri gizlendi, aklandı ve hala daha 23 Nisan neşe duyuyor insan dememizi mi bekliyorlar? Nazım Hikmet RAN'ın. Kız çocuğu şiirinde söylediği gibi.
                "Hiroşima'da öleli oluyor bir on yıl kadar. Yedi yaşında bir kızım, büyümez ölü çocuklar." Devletlerin var olduğu her yerde büyüyemeyen çocuklar var  var olacaklar. Çocukların büyüyebilmesinin bir yolu var, çocukların yaşayabilmesinin tek bir yolu var, çocuklar sadece tek bir şekilde şeker yiyebilir. İçinizde ki devleti öldürün, içinizde ki köleyi yok edin, kafasını kuma gömen lanet insanlar! Hepimiz öldürüldüğümüz de savaşan direnen her insan yok edildiğinde sizin çocuklarınız için de gelecek devlet, sizin içinde gelecek çalmaya gelecek, yok etmeye gelecek. Mazlum'un Doğan'ın, Umut Furkan'ın Ahmet'in Enver'in Canan'ın Birem'in Oğuzcan'ın İzzettin'in Mehmet'in Ceylan'ın Uğur'un Berkin'in Faris'in hayatlarını kararttıkları gibi, çaldıkları gibi onları öldürdükleri gibi sizlere de gelecek.
                Artık dur demek gerekiyor, susmamak gerekiyor. Çocuklar ölüyor, insanlar ölüyor. Nice güzel, nice yiğit, nice masumlar gitti aramızdan. Devletin çıkarları doğrultusunda ve patronların emirleri ile. Siz aileler çalıştığınız iş yerlerinde çocuklarınıza bir gelecek kurmak için çalışıyorsunuz ya ama hiç sordunuz mu çocuklarınıza? Onlara böyle bir yaşam bırakmak onlara boyun eğmeyi öğretmek iyi bir şey mi ? Ya baş kaldırırsa çocuklarınız o zaman ne olacak? Yada bir kaza kurşununda ölürler ise? Eyy vatan sevdalısı aileler, çocuklarınızdan önemli mi bir toprak ve bir bayrak parçası? Eyy yüreği isyan dolu yiğitlerin aileleri peki ya siz? Hak verdiniz mi? Omuz verdiniz mi evlatlarınıza? Peki ya siz kaza kurşunları ile ölenlerin aileleri? Hangi devlet yaşamdan daha kutsal? 365 günün sadece 1 gününü çocuklara dünyayı veren ama 364 günü hayallerini bile yıkan devlet mi suçlu yoksa o çocukların kurduğu hayaller mi?



Mistral

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder